Tahliye Davasında Harca Esas Değer
- Hasan Can Uca
- 9 Şub
- 7 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 Şub
Tahliye Davası Nedir?
Tahliye davası, kiraya verenin kiracıyı taşınmazdan çıkarma talebiyle açtığı hukuki bir süreçtir. Kiracının kira sözleşmesine aykırı davranması, kira bedelini ödememesi veya sözleşme süresinin dolması gibi nedenlerle tahliye talep edilebilir.
Türk Borçlar Kanunu ve İcra ve İflas Kanunu Kanunu kapsamında düzenlenen tahliye davası, mahkeme kararı ile sonuçlandırılır ve icra aşamasında uygulanır.
Tahliye Davasında Harca Esas Değer Nedir?
Harçlar Kanunu'na göre, tahliye davalarında harca esas değer son dönemde ödenen bir yıllık kira bedelidir. Yani, mahkemeye başvururken harcın hesaplanmasında taşınmazın yıllık kira tutarı dikkate alınmaktadır. Bu bedel üzerinden nispi oranda harç alınır. Bir diğer ifadeyle tahliye davasında harca esas değer son dönemde ödenen bir yıllık kira bedelidir.
Eğer mahkeme, harcın eksik yatırıldığını tespit ederse, davacıya eksik harcı tamamlama süresi verir. Süresi içinde harç yatırılmazsa, dosya işlemden kaldırılır ve yenilenmezse dava açılmamış sayılır.
İtirazın İptali ve Tahliye Davasında Harca Esas Değer Nedir?
İtirazın iptali ve tahliye davası birlikte açıldığında, her iki dava için ayrı ayrı harç ödenmelidir. İtirazın iptali davasında, harca tabi dava değeri, itiraza konu alacağın toplamıdır. Ancak tahliye davasında harca esas alınacak değer, kiralanan taşınmazın son bir yıllık kira bedeli olarak belirlenir.
Dolayısıyla, eğer bir davacı hem itirazın iptali hem de tahliye talebi ile mahkemeye başvuruyorsa, her iki dava için ayrı ayrı harç yatırmalıdır. Yalnızca itirazın iptali için harç yatırılması yeterli değildir; tahliye talebi için de yıllık kira bedeli üzerinden nispi harç ödenmesi gerekmektedir.
Tahliye davasında harca esas değer kiralanan taşınmazın yıllık kira bedeli olup, bu bedel üzerinden nispi harç alınır. İtirazın iptali davasında ise itiraza konu alacağın toplamı esas alınır. İtirazın iptali ve tahliye davasında harca esas değer son dönemde ödenen bir yıllık kira bedeli ve itirazın iptaline konu alacağın toplamıdır.
Ayrıca Kira Tespit Davasında Harca Esas Değer, Muris Muvazaası Davalarında Dava Değeri, Kiracılığın Tespiti Davasında Harca Esas Değer başlıklı yazılarımızı da okuyabilirsiniz.
Hukuki sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için dava açılırken ilgili harçların eksiksiz yatırılması büyük önem taşır. Eğer tahliye süreci hakkında daha fazla bilgi almak veya dava açma sürecinde profesyonel hukuki destek almak isterseniz, hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
Tahliye Davasında Harca Esas Değer İle İlgili Yargıtay Kararları
Tahliye davasında harç hesaplanması ve itirazın iptaliyle tahliye davasının birlikte açılması halinde harca esas değerle ilgili Yargıtay kararları aşağıdadır:

1- Tahliye Davasında Harç Hesaplaması - Yargıtay Kararı
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2024/2557 E., 2024/2759 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3775 Esas, 2024/1215 Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/277 E., 2023/668 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali ile kiralananın tahliyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin ... Alışveriş Merkezinde bulunan ... sayılı bağımsız bölümü 24.07.2007 tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiraya verdiklerini, kira sözleşmesi devam ederken taraflar arasında imzalanan 14.05.2018 tarihli ek protokol ile kira sözleşmesinin süresinin 31.12.2022 tarihine kadar uzatıldığını, ek protokolün ikinci maddesinde yer alan "On beşinci kira döneminin hitamından en az 6 (altı) ay önce yazılı olarak Kiralayan tarafından Kiracıya bildirilmesi halinde, Kiracı kiralananı on beşinci kira döneminin hitamında tahliye ederek boş bir şekilde anahtarlarıyla birlikte Kiralayana teslim edecektir. Kiracının bu maddedeki taahhüdü gayrikabili rücu tahliye taahhüdü niteliğindedir.’’ hükmü ile davalının kiralananı tahliye etmeyi taahhüt ettiğini, bu tahliye taahhüdü uyarınca 20.06.2022 tarihinde davalıya gönderilen ihtarnamenin 22.06.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, kiralananın tahliye edilmemesi üzerine davalı aleyhine tahliye talepli icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, kira sözleşmesinin feshine ve kiracının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; 24.07.2007 tarihinde imzalanan kira sözleşmesinin kiracısının davalı şirket olmadığını, kiralananın 14.05.2018 tarihli protokolden anlaşılacağı üzere 01.01.2018 tarihinden itibaren hüküm ifade etmek üzere devralındığını, davalı şirketin kiracılık sıfatını 14.05.2018 tarihinde kazandığını, geçerli ve usulüne uygun bir tahliye taahhüdü olmadığını, tahliye taahhüdünün açık ve net bir tarih içermesi gerektiğini, tahliye şartlarının gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının daha önce imzalanan kira sözleşmesine konu yeri devralarak alarak eski kiracıya halef olduğu, kira sözleşmesi ve sözleşmenin eki niteliğinde olan protokolde yer alan tüm hükümlerin davalıyı bağladığı, tahliye taahhüdünün belli bir tarih içermesi gerektiği doğru ise de bu tarihin ay, gün ve yıl olarak belirtilmesi gerekmediği, belirlenebilir ve hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde anlaşılabilir bir tarih olması gerektiği, on beşinci kira döneminin son gününün kira sözleşmesinden anlaşılabilir olduğu ve tahliye tarihinin belirlenebilir olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davalı şirketin sözleşmeye ek protokol ile sonradan taraf olduğunu, tahliye hükmünün geçersiz olduğunu, usulüne uygun bir tahliye taahhüdü olmadığını ve tahliye koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 14.05.2018 tarihli ek protokolde ek protokolün 24.07.2007 tarihli kira sözleşmesi, 01.05.2008 tarihli ek protokol ve 29.01.2013 tarihli kira sözleşmesinin uzatılmasına ilişkin ek protokol ile birlikte kısaca 'Kira Sözleşmesi' olarak anılacağının belirtildiği, üçüncü maddesinde 'Sözleşmenin onbeşinci kira dönemi 01.01.2022-31.12.2022 tarihleri arasındaki süreyi kapsamaktadır.' ifadesinin yazılı olduğu, sözleşmenin onbeşinci kira döneminin 01.01.2022-31.12.2022 tarihleri arasındaki süreyi kapsadığının açıkça belirtildiği, ayrıca ek protokolde davalının kiracı olduğunun kararlaştırıldığı, kiracılığın davalıya devredildiği, böylece davalının ek protokol ile kira sözleşmesinin tarafı haline geldiği, kiracılığın devri nedeniyle mevcut sözleşme hükümlerinin aynen korunduğu, devir eden kiracının sözleşmeden ve kanundan doğan hak ve borçlarının yeni kiracı olan davalıya geçtiği ve buna göre davalının taahhüt nedeniyle sorumlu olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 17, 28 ve 32 nci maddeleri
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 30 ve150 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Kural olarak yargı harçlarının davanın açıldığı sırada ödenmesi gerekir. Harcı ödenmeyen dava dilekçesinin kabul edilip, mahkeme esas defterine kaydının yapılması halinde 6100 sayılı Kanun'un 30 uncu ve 32 nci maddeleri gereğince ödenmesi gereken harç miktarının belirlenerek uygun bir sürede ödenmesi talep edilmelidir.
2. 492 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca; tahliye davasında harca tabi dava değeri, son dönemde ödenen bir yıllık kira bedeli olduğu halde davacı tarafça 111.247,64 TL dava değeri gösterilerek peşin harç yatırıldığı, dosya içindeki sözleşme ve protokoller ile icra dosyası kapsamında son dönemde ödenen yıllık kira bedelinin daha yüksek olduğu, derece mahkemelerince eksik harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
3. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; son dönem yıllık kira bedeli belirlenerek hesaplanacak eksik harcın davacıya tamamlattırılması, yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve süresi içinde harç ikmaliyle yenileme yapılmadığı takdirde tahliyeye ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4.Bozma nedenine göre, temyiz eden davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
3. Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
2- İtirazın İptali ve Tahliye Davası Harca Esas Değer - Yargıtay Kararı
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/3631 E., 2018/8366 K.
"İçtihat Metni"
.....
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılardan ... ile aralarında 01.01.2012 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, diğer davalı ...'ın sözü geçen kira sözleşmesinde kefil olduğunu, davalı kiracı ve kefilin 2013 yılı Mayıs ayından 2014 yılı Nisan ayı da dahil döneme ait kira bedellerini ödememesi üzerine aleyhlerine başlatılan takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamını, asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve davalı kiracı ...'ın kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere özellikle delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddi ile itirazın iptaline yönelik hükmün ONANMASINA,548.80 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
2- Tahliye hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. (492 sayılı Kanun m.15,21). Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir. Nispi harç konusu belli bir değerle (para veya yara ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda,
......
hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nispete göre alınan harçtır (1 Sayılı Tarife, madde III/1-a). Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır (1 Sayılı Tarife, madde III/2-a). Harçlar Kanunu'nun 16/1. maddesinde değer ölçüsüne göre harca tabi işlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin; tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değerinin esas alınacağı öngörülmüştür.
Somut olayda; Harca tabi dava değerinin son dönemde ödenen bir yıllık kira bedeli ve itirazın iptaline konu alacağın toplamı olduğu halde davacı tarafça sadece itirazın iptali davası yönünden peşin harç ödendiği, itirazın iptali davası ve tahliye davası üzerinden ayrı ayrı harç ödenmediği, mahkemece de eksik harcın ikmali için mehil verilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece yıllık kira bedeli üzerinden tahliye davası harcının tamamlattırılması, yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve süresi içinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yönler gözetilmeksizin tahliye talebine yönelik uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise ; taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan 01.01.2012 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesinde davalılardan ...'ın kiracı sıfatı ile imzası bulunduğu halde Mahkemece kefil ...'ın da kiralanandan tahliyesine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddi ile itirazın iptaline ilişkin hükmün ONANMASINA, 548.80 TL bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
.....
Commentaires