Kıdem Tazminatında Faiz 2025
- Hasan Can Uca
- 12 Nis
- 12 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 18 Nis
Kıdem tazminatı, işçinin emeğinin karşılığıdır ve zamanında ödenmemesi halinde kıdem tazminatına gecikme faizi uygulanır. Kıdem tazminatında faiz hesaplama, kıdem tazminatında faiz başlangıç tarihi, kıdem tazminatına uygulanacak faiz oranı ve yasal dayanaklar gibi konular, hem işçiler hem de işverenler açısından büyük önem taşır.
Peki, kıdem tazminatında faiz nasıl hesaplanır? Hangi durumlarda farklı faiz türleri uygulanır? Kıdem tazminatında faize faiz işler mi? Tüm bu konuları ayrıntılı bir şekilde rehberimizde bulabilirsiniz.
Kıdem Tazminatı Nedir?
Kıdem tazminatı, iş sözleşmesi kanunda belirtilen hallerden biri ile sona eren ve belirli bir kıdem süresini dolduran işçiye veya işçinin vefatı halinde kanuni mirasçılarına işveren tarafından ödenen bir tazminat türüdür. İşçinin işyerine bağlılığı ve hizmet süresi dikkate alınarak hesaplanan kıdem tazminatı, işverenin işçiye karşı yerine getirmesi gereken mali yükümlülüklerden biridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nda doğrudan düzenlenmemekle birlikte, kıdem tazminatı 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki 14. maddesi kapsamında korunmaktadır. İşçinin en az bir yıl süreyle çalışmış olması ve iş sözleşmesinin kanunda belirtilen haklı nedenlerden biriyle sonlandırılması halinde kıdem tazminatına hak kazanılmaktadır.
Bu tazminatın amacı, işçilerin emeklerinin karşılığını güvence altına almak ve iş güvencesini sağlamaktır. Öte yandan, kıdem tazminatının işveren tarafından zamanında ödenmemesi durumunda, işveren gecikme faizinden sorumlu tutulmaktadır.
Kıdem Tazminatında Faiz Başlangıcı
Kıdem tazminatında faiz başlangıcı, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihtir. Kıdem tazminatında faizin başlangıç tarihinin iş sözleşmesinin feshi olması işçilerin mağduriyetini önlemek amacıyla özel olarak düzenlenmiştir.
Kıdem tazminatında faiz başlangıç tarihi, iş sözleşmesinin sona erme nedenine göre değişiklik gösterir:
İş sözleşmesinin feshi halinde kıdem tazminatında faiz başlangıcı
Kıdem tazminatına işçinin iş akdinin sona erdiği tarihten itibaren faiz işlemeye başlar.
Ölüm halinde kıdem tazminatında faiz başlangıcı
Kıdem tazminatında işçinin ölüm tarihinden itibaren faiz hesaplanır.
Yaşlılık veya malullük aylığı nedeniyle fesihte kıdem tazminatında faiz başlangıcı
İşçinin ilgili kuruma başvuruda bulunduğuna dair belgeyi işverene teslim ettiği tarihten itibaren kıdem tazminatına faiz işlemeye başlar. Emekliliğe hak kazanma yada yaş hariç emeklilik koşullarının oluştuğuna ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
İşe iade davalarında kıdem tazminatında faiz başlangıcı
İşverenin işçiyi işe başlatmayacağını bildirdiği veya işe başlatma süresinin son bulduğu tarihten itibaren kıdem tazminatına faiz uygulanır.
Evlilik nedeniyle iş akdinin feshinde kıdem tazminatında faiz başlangıcı
İşçinin evlilik tarihini gösteren belgeyi işverene sunduğu tarihten itibaren kıdem tazminatına faiz işlemeye başlar.
Kıdem tazminatında faizin iş sözleşmesinin sona erme tarihinden itibaren başlatılması, yargılama sürecinin uzaması halinde işçinin tazminatının değer kaybetmesini önlemeyi amaçlamaktadır.
Kıdem Tazminatı Faiz Türü
Kıdem tazminatına uygulanacak faiz türü, mevduata uygulanan en yüksek faizdir. Bu faiz türü, kıdem tazminatının zamanında ödenmesini sağlamak amacıyla özel olarak düzenlenmiş olup, gecikme faizi niteliğindedir.
Mevcut mevzuata göre kıdem tazminatı için kanuni faiz veya temerrüt faizi yerine, vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz esas alınmaktadır. Böylece işçilerin mağdur olmaması ve enflasyon karşısında kıdem tazminatlarının değer kaybetmemesi amaçlanmaktadır.
Özel veya kamu bankaları arasında bir ayrım yapılmaksızın, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na bildirilen ve fiilen uygulanan en yüksek vadeli mevduat faizi esas alınarak faiz oranı belirlenmektedir.

Kıdem tazminatına uygulanması gereken faiz oranı nasıl belirlenir?
Kıdem tazminatına uygulanacak faiz oranı, ödeme gününün kararlaştırıldığı veya işverenin temerrüde düştüğü tarihte bankalar tarafından bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıdır.
Bu hususta özel banka ile kamu bankası arasında herhangi bir ayrım yapılmamış olup, bankaların fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranı dikkate alınmaktadır. Bankalar tarafından belli dönemlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) bildirilen faiz oranları, eğer fiilen uygulanmamışsa geçerli kabul edilmez.
Mevduat faiz oranları genellikle bir ya da birkaç aylık vadelerle belirlenmektedir. Ancak en uzun vade olan bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı kıdem tazminatına uygulanacak faiz oranı olarak esas alınmalıdır.
Faiz oranları yıllara göre değişebileceğinden, mahkeme kararlarında kesin bir faiz oranının belirtilmemesi gerekmektedir. Bunun yerine, her yıl başında belirlenen o yılın en yüksek mevduat faizi esas alınarak kıdem tazminatı faiz oranı uygulanmalıdır.
Mevduata Uygulanan En Yüksek Faiz Ne Demektir?
Mevduata uygulanan en yüksek faiz, bankalar tarafından belirlenen vadeli mevduat hesaplarına uygulanan en yüksek faiz oranıdır. Yıllar içinde değişiklik gösterebilen bu oran, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar tarafından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) bildirilmektedir.
Bu faiz oranı belirlenirken:
En uzun vadeli mevduat faizi genellikle bir yıllık vadeler üzerinden belirlenmektedir ve kıdem tazminatına uygulanacak en yüksek faiz de bir yıllık vadeli mevduat faizi üzerinden hesaplanmaktadır.
TCMB’ye bildirilen ancak fiilen uygulanmayan faiz oranları dikkate alınmamaktadır.
Kıdem tazminatına uygulanacak faiz yıllar içinde nasıl hesaplanır?
Kıdem tazminatına uygulanacak faiz yıllık bazda değerlendirilmelidir. İlk yıl için, ödeme gününün belirlendiği veya temerrüdün gerçekleştiği tarihte geçerli olan en yüksek vadeli mevduat faizi uygulanır.
Eğer tazminat hala ödenmemişse, ikinci yılın başındaki en yüksek banka mevduat faizi dikkate alınarak yeni bir faiz oranı belirlenir. Gecikme süresi daha da uzarsa, takip eden yıllar için de aynı yöntem izlenir.
Bu süreçte yıl içinde faiz oranlarında meydana gelen artış veya azalışlar dikkate alınmaz. Sadece her yılbaşında belirlenen en yüksek mevduat faizi uygulanır.
Özetle:
İlk yıl, ödeme günü veya temerrüt tarihindeki en yüksek vadeli mevduat faizi uygulanır.
İkinci yılın başında, o yılın en yüksek banka mevduat faizi dikkate alınarak faiz yeniden hesaplanır.
Gecikme süresi uzadıkça her yıl bu yöntem uygulanır.
Yıl içindeki faiz değişiklikleri dikkate alınmaz.
Kıdem Tazminatı Faiz Hesaplama
Kıdem tazminatına uygulanacak faiz, ödeme günündeki veya işverenin temerrüde düştüğü tarihteki en yüksek vadeli mevduat faizi esas alınarak hesaplanır. Eğer tazminat hala ödenmemişse, her yıl başında belirlenen o yılın en yüksek mevduat faizi uygulanarak yeni bir faiz hesaplanır.
Kıdem tazminatı faiz hesaplama yöntemi şu şekildedir:
İlk yıl: İş sözleşmesinin sona erdiği tarihte geçerli olan en yüksek vadeli mevduat faizi uygulanır.
İkinci yıl ve sonrası: Her yılbaşında belirlenen en yüksek banka mevduat faizi dikkate alınarak faiz yeniden hesaplanır.
Faiz bileşik olarak değil, basit faiz şeklinde hesaplanır. Yani, kıdem tazminatına uygulanan faize ayrıca faiz işletilemez.
Kıdem tazminatı faiz hesaplaması yaparken bankaların TCMB’ye bildirdiği ve fiilen uygulanan en yüksek vadeli mevduat faizi esas alınır.
Kıdem tazminatı davasında faiz nasıl talep edilmelidir?
Kıdem tazminatı davası açılırken, dava dilekçesinde talep edilen faiz oranı veya faiz türü belirtilmişse, mahkeme bu talebi aşamaz. Yani, mahkeme karar verirken istekle bağlılık ilkesi gereğince, talep edilen faiz oranını aşacak şekilde hüküm kuramaz.
Bu nedenle, kıdem tazminatı davası açılırken en yüksek mevduat faizi üzerinden faiz talep edilmesi işçinin lehine olacaktır. Mahkeme tarafından faiz oranı belirlenirken, kesin bir oran yazılmaması, bunun yerine her yıl başında geçerli olan en yüksek vadeli mevduat faiz oranının uygulanması gerektiği belirtilmelidir.
Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesi durumunda faiz hakkı devam eder mi?
İşçi kıdem tazminatının taksitle ödenmesini kabul etmişse ve bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını iddia edip kanıtlayamazsa, faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Bu durumda, işveren taksitleri zamanında ödediği sürece ayrıca faiz talep edilemez.
Ancak şu husus önemlidir:
Eğer taksitlerden biri veya birkaçı zamanında ödenmezse, işçi kıdem tazminatının tamamı için faize hak kazanır.
İşveren tarafından taksitli ödeme planına uyulmazsa, işçi kıdem tazminatına fesih tarihinden itibaren faiz talep edebilir.
Bu çerçevede, taksit ödemelerinin gününde yapılmaması halinde işçinin kıdem tazminatı için faiz hakkı saklıdır ve işveren bu borçtan kaçınamaz.
Kıdem tazminatına uygulanan faiz için “faize faiz” uygulanabilir mi?
Kıdem tazminatı faizi gecikme faizi niteliğinde olduğu için, kıdem tazminatına uygulanan faize faiz uygulanması mümkün değildir.
Bu durum hukukta “bileşik faiz yasağı” olarak bilinir. Yani, kıdem tazminatına işletilen faiz üzerinden yeni bir faiz hesaplanamaz. İşveren kıdem tazminatını geç ödediğinde, yalnızca ana para üzerinden en yüksek vadeli mevduat faizi işletilir.
Kıdem tazminatı, işçinin iş sözleşmesinin belirli hallerde sona ermesi durumunda hak ettiği önemli bir mali haktır. İşveren tarafından zamanında ödenmemesi halinde, kıdem tazminatına mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanan gecikme faizi işletilmektedir.
Kıdem tazminatına uygulanacak faiz, işçilerin hak kaybına uğramaması için özel olarak düzenlenmiş olup, mevduata uygulanan en yüksek faiz esas alınarak hesaplanmaktadır.
İşveren tarafından ödeme yapılmadığı takdirde kıdem tazminatına ilk yıl için ödeme günündeki en yüksek vadeli mevduat faizi, takip eden yıllar için her yılbaşında geçerli olan faiz oranı uygulanmalıdır.
Kıdem tazminatında faiz oranı belirlenirken yıl içindeki değişimler dikkate alınmaz ve mahkeme kararlarında kesin bir faiz oranı belirtilmemesi gerekmektedir.
Taksitli ödeme planı kabul edilmişse, işveren taksitleri gününde ödediği sürece faiz hakkı doğmaz. Ancak, taksitlerden biri veya birkaçı gecikirse, işçi kıdem tazminatının tamamı için faiz talep edebilir.
İlginizi çekerse ihbar tazminatında faiz ile ilgili yazımızı da okuyabilirsiniz.
Bu süreçte işçilerin kıdem tazminatlarını zamanında talep etmeleri, işverenlerin ise ödemeleri geciktirmemeleri gerekmektedir. Hukuki ihtilaf durumlarında, bir avukata danışarak hak kaybına uğramamak için gerekli hukuki sürecin başlatılması önem arz etmektedir.
Eğer kıdem tazminatı konusunda hukuki destek almak isterseniz hakkınızı en iyi şekilde savunmak için yanınızdayız. Detaylı bilgi ve danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Kıdem Tazminatında Faiz - Yargıtay Kararları
Kıdem tazminatında faiz başlangıcı ve faiz türüne ilişkin Yargıtay kararlarına aşağıda yer veriyoruz:
1- Yaşlılık aylığına hak kazanma halinde kıdem tazminatına uygulanacak faizin başlangıç tarihi ile ilgili Yargıtay Kararı
Yargıtay Kararı - 9. HD., E. 2016/14514 K. 2020/3287 T. 2.3.2020
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, iş akdinin feshinin davacı işçi tarafından yaş hariç emeklilik koşullarının oluştuğu gerekçesi ile feshedilmesine rağmen mahkemenin karar gerekçesinde işveren feshinin haksız olduğundan bahsedilmesinin sonuca etkisinin olmadığının anlaşılmasına göre,davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Yaşlılık aylığına hak kazanma halinde kıdem tazminatına uygulanacak faizin başlangıç tarihi taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir.
Emekliliğe hak kazanma yada yaş hariç emeklilik koşullarının oluştuğuna ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının yaş hariç emeklilik koşullarının oluştuğuna ilişkin SGK yazısını davalılara verdiğini kanıtlayamadığından, kıdem tazminatı faizinin dava tarihi yerine fesih tarihinden başlatılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK. nın geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç:
Hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki “...fesih tarihi olan 23/06/2014...” tarih ve sözcüklerinin çıkartılarak, yerine “...dava tarihi olan 23.12.2014...” tarih ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28/09/2018 tarih ve 2018/2 E. 2018/8 K. Sayılı İBK. uyarınca onama harcı alınmasına yer olmadığına, davalı Şirketten alınan nispi temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 02.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
2- İşe iade davası sonrası kıdem tazminatını faizi ile ilgili Yargıtay Kararı
Yargıtay Kararı - 22. HD., E. 2015/21095 K. 2015/25432 T. 17.9.2015
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, işe başlatmama tazminatı ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini, açtığı işe iade davası sonucunda işe iadesine karar verildiğini ve onanarak kesinleştiğini, kanuni sürede işverene başvurduğu halde işe başlatılmadığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı, işe başlatmama tazminatı ve dört aylık boşta geçen süre alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesap hak (usule ilişkin kazanılmış hak) doğmuştur.
Dairemizin bozma ilamında açıkça bilirkişi raporunda yapılan maddi hata sebebi ile 3.846,08 TL yerine 6.541,02 TL kıdem tazminatının kabulünün hatalı olduğu belirtildiği halde, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 6.541,02 TL kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Hükmün uyulan bozma kararında belirtilen hususun dikkate alınmaması sebebi ile ikinci kez bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de; kıdem tazminatı faiz başlangıç tarihi hatalı belirlenmiştir.
İşe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur.
Somut olayda, işe iade davası sonrasında davacı işçi süresi içinde 25.01.2012 tarihinde işe başlatılması için ihtarname göndermiş, ihtarname 02.02.2012 tarihinde işverene tebliğ edilmiş, ancak işverence işe başlatılmamıştır. Saptanan bu durum karşısında, mahkemece kıdem tazminatına uygulanacak faiz başlangıç tarihinin 02.03.2012 olarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
3- Mevduata uygulanan en yüksek faize ilişkin Yargıtay Kararı
Yargıtay Kararı - 9. HD., E. 2020/4492 K. 2021/1536 T. 19.1.2021
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: ...7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: İTİRAZIN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, 10.07.1988 tarihinden itibaren davalı işyerinde çalıştığını, Sosyal Güvenlik Kurumu ... İl Müdürlüğü’nün yazısı gereği, 02.08.2013 tarihinde emekliliğe sevk nedeni ile işten ayrıldığını, davacıya birikmiş maaş, ücretli izin ve kıdem tazminatı alacakları ödenmediğini, davalı işveren tarafından Mayıs 2010-02.08.2013 tarihleri arası ile 01.01.2014-06.05.2014 tarihleri arası olmak üzere toplam 25.323,35 TL bakiye ücret alacağının ödenmediğini, kıdem tazminatı almaya hak kazandığını, davacının dava konusu dönemde yıllık ücretli izinlerini tam olarak kullanamadığını, bu alacakların tahsilini teminen ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/3328 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının itiraz ettiğini ileri sürerek ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/3328 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kıdem tazminatı alacağı, son 5 yıla ait ücretli izin alacağı ve bakiye ücret alacağının bulunmadığını, alacaklı olduğunu iddia ettiği talepleri doğrulayacak hiçbir belge ve hukuki sebebin mevcut olmadığını, davalı tarafça yapılan itirazın haklı olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu : İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmuş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz :
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddeye göre, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir.Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde "borçlunun ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/3328 sayılı dosyasına yapmış olduğu kısmi ödemenin mahsubu ile icra takibinin 96.205,43 TL üzerinden devamına" şeklinde talepte bulunmuş olup, bölge adliye mahkemesince icra takibinin 97.117,55 TL olarak devamına karar verilmiş olması taleple bağlılık ilkesine aykırılık oluşturduğundan bozmayı gerektirmiştir.
3-Kıdem tazminatına uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu ve yaşlılık aylığı bağlandığını belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir.
Yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
İşe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur.Kıdem tazminatı ödenmekle feri hak olan faiz hakkı da son bulur. Ancak kıdem tazminatının kısmen ödenmiş olması durumunda son taksit ödeninceye kadar faiz hakkı saklı tutulabilir. Davanın açılması da ihtirazi kayıt anlamındadır.
Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizi düzenleyen ilgili hükümde özel banka ile kamu bankası ayrımı yapılmamıştır. Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verilmiş olmakla sözü edilen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde T. C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı filen uygulanmış olmadıkça ücret dikkate alınmaz. Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda kıdem tazminatı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olmalıdır. Aynı miktar için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranları dikkate alınmaz. Yıllar itibarıyla faiz oranları değişebileceğinden kararda faiz oranının gösterilmemesi gerekir. Dava dilekçesinde belli bir faiz oranı ya da başka bir faiz türü gösterilmişse, istekle bağlılık kuralından hareket edilerek bu faiz oranını aşmayacak şekilde faize karar verilmelidir.Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir. İşçinin taksitli ödemeyi öngören ödeme planını kabulü, ancak taksitlerin gününde ödenmesi halinde işveren yararına sonuç doğurur. Taksitler gününde ödenmediğinde işçinin taksitli ödeme anlaşmasıyla bağlı olduğunda söz edilemez. İşçi, işverence anlaşmaya uyulacağı varsayımı ile taksitli ödemeyi kabul etmiş sayılmalıdır. İş hukukunda işçi yararına yorum ilkesi de bunu gerektirir. Bu itibarla, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini öngören anlaşmanın işverence ihlali halinde işçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanır. Daha önce yapılan ödemeler de Borçlar Kanununun 84 üncü maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara sayılmalıdır. Kıdem tazminatı faizi gecikme faizi niteliğinde olduğundan, faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Dairemiz kararları bu yönde kökleşmiştir. (Yargıtay 9.HD. 27.6.2005 gün 2005/19196 E, 2005/22752 K.).
Faiz alacağı başlı başına icra takibi ya da davaya konu olmuş olsa dahi, faiz niteliğini kaybetmediğinden ayrıca faize hak kazanılamaz. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporu faiz hesabı yönünden denetime elverişli değildir. Kıdem tazminatına işlemiş faiz hesabı bakımından, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda yapılacak hesaplamaya göre gerekirse denetime elverişli bir şekilde ek rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken dayanağı açıklanmaksızın % 11'lik faiz oranına göre hesaplamaya gidimesi de bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Commentaires