top of page

İtirazın İptali Davasında Harca Esas Değer

  • Yazarın fotoğrafı: Hasan Can Uca
    Hasan Can Uca
  • 12 Şub
  • 7 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 16 Şub


İtirazın İptali Davası Nedir?


İtirazın iptali davası, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi kapsamında düzenlenen ve icra takibine itiraz eden borçlunun itirazını hükümsüz kılarak takibe devam edilmesini sağlayan bir dava türüdür. Takip alacaklısı, icra takibine borçlunun yaptığı itiraz nedeniyle takip durduğunda, bu itirazı ortadan kaldırmak için itirazın iptali davası açabilir.


İCRA VE İFLAS KANUNU MADDE 67


(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

Bunun yanı sıra, eğer gerekli şartlar sağlanıyorsa, alacaklı itirazın kaldırılması yoluna da başvurabilir. Ancak, itirazın iptali davası genel mahkemelerde görülürken, itirazın kaldırılması icra mahkemelerinde incelenir. İtirazın iptali davası, genel mahkemelerde görülen, harca tabi bir dava türüdür ve belirli usul kurallarına tabidir.


İtirazın İptali Davasında Harca Esas Değer Nedir?


İtirazın iptali davasında harca esas değer icra takibinde belirtilen asıl alacak miktarıdır. Yani, mahkemeye ödenecek harçlar hesaplanırken, alacaklının talep ettiği asıl alacak esas alınır. İcra inkar tazminatı ve takip giderleri harca tabi değildir ve harç hesabına dahil edilmez. Ancak, işlemiş faiz için ayrıca harç yatırılması gerekmektedir.


İtirazın iptali davası açılırken, talep edilen asıl alacak miktarına göre nisbi harç ödenir. Nisbi harç, talep edilen alacağın belirli bir yüzdesi üzerinden hesaplanır ve harç miktarı, talep edilen alacak arttıkça yükselir.



 İtirazın iptali davasında harca esas değer


İtirazın İptali Davasında Harca Esas Değer Nasıl Hesaplanır?


İtirazın iptali davasında harç hesabı, takip dosyasındaki asıl alacak üzerinden yapılır. İcra takibi açılırken ödenen binde beş oranındaki peşin harç, mahkeme harcından mahsup edilir veya alacaklıya iade edilir.


İtirazın İptali davalarında harca esas değer için dikkate alınan temel unsurlar şunlardır:


  • Asıl alacak tutarı: İtirazın iptali davasında harcın temel hesaplama noktasıdır.

  • İşlemiş faiz: İtirazın iptali davasında harca dahil edilmesi gerekir. Hakim, işlemiş faiz talebinin bulunup bulunmadığını belirlemekle yükümlüdür ve eksik harcın tamamlanmasını istemelidir.

  • İcra inkar tazminatı ve giderler: İtirazın iptali davasında harca tabi değildir.


Eğer takip dosyasında işlemiş faiz talebi bulunuyorsa, mahkeme, eksik harcın tamamlanmasını talep etmeli ve yargılamaya devam ederek hüküm kurmalıdır. Aksi takdirde, faiz hakkında karar verilemez. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) göre, mahkeme harç tamamlanmadan faiz konusunda hüküm tesis edemez.


İtirazın iptali davası, icra takibine yapılan itirazın iptal edilerek alacaklının alacağını tahsil edebilmesi amacıyla açılan önemli bir hukuki süreçtir. İtirazın iptali davasında harca esas değer, takipte yer alan asıl alacak tutarıdır ve nisbi harç üzerinden hesaplanır. İşlemiş faiz için ek harç yatırılması gerektiği unutulmamalıdır.


Yanlış harç hesaplamaları davanın usulden reddine neden olabilir, bu nedenle sürecin titizlikle yürütülmesi büyük önem taşır.


Eğer itirazın iptali davası ve harç hesaplaması hakkında detaylı bilgi almak veya hukuki destek talep etmek isterseniz, hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.



İtirazın İptali Davasında Harca Esas Değer Yargıtay Kararları


1- Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/5561 E., 2018/1887 K.


"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi


Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:


- K A R A R -


Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne, itirazın iptâli ile takibin devamına ve asıl alacak üzerinden %40 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.


Davacı yüklenicinin ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/4425 sayılı icra takip dosyasında, davalı iş sahibi aleyhine 28.05.2010 günü başlattığı icra takibinde 252.014,00 TL asıl alacak ve 41.012,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 293.026,69 TL alacağın icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa uygulanacak yıllık %27'den az olmamak üzere işleyecek faiziyle tahsili istenmiş; davalı iş sahibi, icra takibine yaptığı itirazında borcun ve fer'ilerinin tamamına itiraz etmiştir.


Davacının icra takibine vâki itiraz üzerine açtığı itirazın iptâli davasında, dava değeri 100.000,00 TL gösterilerek bu tutardan dava başvurma harcı ve peşin harç yatırılmış, dava dilekçesinde, davalının takibe yönelik itirazının iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş; mahkemece işin esası incelenerek alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile davalının itirazının iptâline, takibin devamına ve %40 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen hüküm, davalı iş sahibi vekilince temyiz olunmuştur.


492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre: "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev'i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30'uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). (1) sayılı tarifede yazılı nispi karar ve ilâm harcının 1/4 ü peşin alınır (28. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme


konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.


Yapılan bu açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece icra takip tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nın 74. maddesi ile dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı biçimde davacının talebi aşılarak harçlandırılmayan ve dava konusu yapılmayan 100.000,00 TL'lik istemi aşan asıl alacak ve işlemiş faizi de kapsayacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.


Mahkemece yapılacak iş; kamu düzeninden olup, taraflarca ileri sürülmese dahi re'sen gözetilmesi gereken harç hususu dikkate alınarak davacıya takip talebindeki asıl alacak ve işlemiş faiz tutarı üzerinden noksan harcı yatırması için süre verilmesi, noksan harçlar tamamlanmadıkça müteakip işlemler yapılamayacağından, şayet noksan harç ikmâl edilirse işin esası incelenip hüküm kurulması, noksan harç yatırılmaz ise, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik harç alınmadan işin esası incelenerek davacının alacağının 252.064,00 TL olduğu gerekçesiyle davada harçlandırılan 100.000,00 TL asıl alacak talebini aşmak suretiyle 100.000,00 TL'nin fazlası için ve işlemiş faiz yönünden ise, işlemiş faiz tutarı üzerinden hesaplanacak noksan harç ikmâl ettirilmeden, işlemiş faizi de kapsayacak biçimde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.


Açıklanan nedenlerle davalı iş sahibinin bozma sebebine göre diğer temyiz itirazları incelenmeksizin, verilen hükmün bozulması uygun görülmüştür.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı iş sahibi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



2- Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11830 E., 2017/5330 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat (itirazın iptali) davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:


-K A R A R-


Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin kasko poliçesi ile sigortaladığı .... plakalı araç ile ... plakalı aracın 20/10/2013 tarihinde trafik kazasına sebebiyet verdiklerini, kaza neticesinde sigortalı araçta ağır maddi hasar meydana geldiğini, kazanın davalı ...'in tam kusuru ile meydana geldiğini, sigortalı aracın pert olduğunu ve sigortalıya 27/12/2013 tarihinde toplam 146.354TL ödeme yapıldığını, aracın kazalı haliyle 80.200 TL değerinde olduğunu, 66.154 TL'nin müvekkil şirket tarafından karşılandığını, .... plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını temin eden sigorta şirketinden 25.000 TL'nin bu tutardan düşüldüğünde müvekkil şirketin kaza neticesinde gerçekte 41.154TL ödeme yaptığını, bu meblağın ödenmesi için davalılara ihtar çekildiğini ancak netice alınmadığının, daha sonra Denizli 9. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1818 esas sayılı dosyasında davalılar hakkında takibe geçildiğini, ancak davalılar tarafından borcun tamamına itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile 41.154 TL'nin hak sahibine ödenme tarihi olan 27/12/2013 tarihinden başlayarak tahsile kadar işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili için açılan Denizli 9. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1818 esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.


Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının açmış olduğu davanın gerçekleri yansıtmadığını, 20/10/2013 tarihinde çift taraflı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın karşılıklı çarpışma ile değil yan yana çarpışma sonucunda karşı tarafın aracı hızlı kullanması ve hatalı sollama yapması nedeniyle meydana geldiğini, çarpışma noktasının karşı tarafın şeridi olmadığını, kusurun kendisinde olmadığını, kaza sonucunda .... Jandarma Karakolu'nda ifade verdiğini ve kazayı tereddüte mahal vermeksizin anlattığını ancak jandarma ekipleri tarafından aleyhine tespit tutanağı hazırlandığını, hazırlanan tutanakların gerçekleri yansıtmadığını, ceza yargılamasından geçmediğini, nihai bir tutanak olmadığını ve itibar edilmemesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.


Davalı ... duruşmalardaki beyanlarında; eksik ve yanlış hazırlanan jandarma kaza tespit tutanağını, kusura ilişkin raporları ve aleyhe olan diğer tüm hususları kabul etmediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.


Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, Kusur raporuna istinaden makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmış olup bilirkişi zararın; 41.154,00 TL olduğunu tespit etmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalıların, .....İcra Dairesi'nin 2014/1818 esas sayılı dosyalarına itirazlarının kısmen iptali ile, takibin 41.154,00 TL asıl alacak ile 27.12.2013'ten 24.03.2014 tarihine değin işlemiş yasal faiz 882,84 TL ile toplam 42.036,84 TL üzerinden devamına dair karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.


1-Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkin yapılan takibe itirazın iptali davasıdır. 1086 sayılı HUMK'nın 388. maddesi (6100 sayılı HMK m. 297) uyarınca mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı Kanunun 389. maddesinde de “Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır” hükmüne yer verilmiştir (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298). Belirtilen madde hükümlerine göre hakim gerekçeye uygun karar vermek zorunda olup gerekçe ile hüküm birbirine uygun olmalıdır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.


Somut uyuşmazlıkta, mahkemece dava kısmen kabul edildiği halde kısa kararda ve gerekçeli kararda hem davanın kabulüne, hemde davalılar tarafından takibi yapılan itirazın kısmen iptaline denilmek suretiyle çelişkili karar verilmiştir.


2-Kabule göre de; davacı vekili tarafından dava açılırken 06.06.2014 tarihli tevzi formu ve vezne alındısına göre sadece 41.154,00 TL olan asıl alacak üzerinden harç yatırılmıştır. Oysa takip talebinde asıl alacak ile birlikte 1.995,97 TL avans faizi toplam 43.149,97 TL üzerinden takip başlatılmış ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile tahsili talep edilmiştir. Dava dilekçesinde de asıl alacak miktarı olan 41.154,00 TL'nin ödeme tarihi olan 27.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsili talep edilmiştir. Mahkemece 41.154,00 TL asıl alacak ile 27.12.2013'ten 24.03.2014 tarihine değin işlemiş yasal faiz 882,84 TL ile toplam 42.036,84 TL üzerinden takibin devamına dair karar verilmiştir.


Bu durumda mahkemece, takip dosyasındaki faiz talebi ile ilgili eksik harcın tamamlanarak yargılamaya devam edilmesi ve karar verilmesi gerekirken harç alınmadan karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma şekline göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...’e geri verilmesine 10/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Comments


bottom of page