top of page

Cari Hesap Sözleşmesi 2025

  • Yazarın fotoğrafı: Hasan Can Uca
    Hasan Can Uca
  • 12 Nis
  • 8 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 17 Nis


Ticari ilişkilerde taraflar arasında sürekli olarak alacak ve borç doğuran işlemler gerçekleşir. Bu işlemleri düzenli bir şekilde takip etmek ve hukuki güvence altına almak için kullanılan en önemli araçlardan biri cari hesaptır.


Peki, cari hesap nedir, nasıl işler ve hukuki açıdan taraflara ne gibi avantajlar sağlar? Açık hesap ve cari hesap arasındaki farklar nelerdir? Cari hesap sözleşmesi yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?


Bu yazımızda, cari hesap kavramını tüm yönleriyle ele alarak, sözleşme şartlarından icra takibine kadar detaylı bilgiler sunacağız. Ticari faaliyetlerinizi güvence altına almak için cari hesap hakkında bilinmesi gereken her şeyi bu rehberde bulabilirsiniz.


Cari Hesap Nedir?


Türk Ticaret Kanunu’nun 89/1. maddesine göre cari hesap, iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçerek, bunları alacak ve borç kalemleri şeklinde kaydettiği ve hesap devresi sonunda bakiye üzerinden tahsilat yapılmasını esas alan bir sözleşme türüdür.


Türk Ticaret Kanunu Madde 89


(1) İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir.
(2) Bu sözleşme yazılı yapılmadıkça geçerli olmaz.

Cari Hesap Ne İşe Yarar?


Cari hesap, iş hayatında sıkça kullanılan bir finansal düzenleme olup, taraflar arasında işlemlerin kaydedilmesini ve toplu ödeme yapılmasını sağlar. Böylece ayrı ayrı tahsilat yapılmasına gerek kalmadan, sadece dönem sonunda ortaya çıkan bakiye üzerinden işlem yapılır.


Cari hesap sözleşmesi, ticari faaliyetlerde nakit akışının düzenlenmesi ve maliyetlerin azaltılması amacıyla tercih edilir. Taraflar arasında doğan alacak ve borç ilişkileri sürekli olarak kaydedilir ve belirlenen dönem sonunda net bir bakiye tespit edilir. Böylelikle işlemlerin bireysel takibi yerine, toplam alacak ve borçların yönetimi sağlanmış olur.


Cari Hesap Borcu Nedir?


Cari hesap borcu, cari hesap sözleşmesi kapsamında bir tarafın diğer tarafa olan yükümlülükleri ve borçlarıdır. Cari hesap ilişkisi içinde taraflar birbirlerine sürekli olarak mal veya hizmet sunabilir ve bu işlemler sonucunda borç ve alacak kalemleri oluşur.


Cari hesap borcu, hesap devresi sonunda yapılan takas işlemi sonrasında belirlenen bakiye tutarına göre ortaya çıkar. Eğer taraflardan biri hesap devresi sonunda borçlu durumda kalırsa, bu tutar cari hesap borcu olarak adlandırılır ve ödenmesi gereken bir yükümlülük oluşturur.


Cari hesap borcu, taraflar arasında yazılı olarak düzenlenen cari hesap sözleşmesine dayanır ve sözleşmede belirlenen süreler içinde ödenmesi gerekir. Aksi halde, borçlu taraf hakkında icra takibi başlatılabilir veya hukuki yollara başvurulabilir.


Cari Hesap Alacağı Nedir?


Cari hesap alacağı, cari hesap sözleşmesi kapsamında bir tarafın diğer taraftan talep edebileceği bakiye alacağıdır. Taraflar arasındaki ticari ilişkide yapılan işlemler sonucunda, bir tarafın lehine oluşan bakiye tutarı cari hesap alacağı olarak adlandırılır.


Cari hesap alacağı, hesap devresi sonunda yapılan takas işlemi sonucunda belirlenir ve sözleşme gereği alacaklı tarafa ödenmesi gereken tutarı gösterir.


Cari Hesap Ekstresi Nedir?


Cari hesap ekstresi, taraflar arasında yapılan işlemlerin detaylarını içeren, alacak ve borçların kaydedildiği bir dökümdür. Bu ekstre, cari hesap sözleşmesi kapsamında kaydedilen alacak ve borç kalemlerini, işlem tarihlerini, tutarlarını ve hesap bakiyesini gösteren bir belgedir. Cari hesap ekstresi taraflar arasındaki hesap hareketlerini açıkça ortaya koyarak, uyuşmazlık durumlarında delil niteliği taşır.


Açık Hesap Nedir?


Açık hesap, tarafların tek taraflı veya karşılıklı alacaklarını belirli dönemler olmaksızın kaydettikleri bir hesap türüdür. Cari hesaptan farklı olarak açık hesapta belirli bir hesap devresi bulunmaz ve alacaklar her zaman ayrı ayrı tahsil edilebilir.


Açık hesap uygulamasında, taraflar arasında devam eden bir ticari ilişki çerçevesinde, çeşitli zamanlarda yapılan işlemler ve borçlar kaydedilir. Ancak bu hesap türünde, cari hesapta olduğu gibi alacak ve borçların belirli dönemler sonunda mahsuplaşarak net bakiyeye dönüştürülmesi zorunlu değildir. Bu nedenle, taraflar alacaklarını istedikleri zaman tahsil edebilir veya borçlarını ödeyebilirler.


Açık Hesap ile Cari Hesap Sözleşmesinin Farkları Nelerdir?


Açık hesap ve cari hesap sözleşmesi birbirine benzeyen ancak önemli farklılıklar içeren iki hesap türüdür. Türk Ticaret Kanunu’nda cari hesap düzenlenmiş olup, açık hesap kavramına doğrudan yer verilmemiştir. Bu iki hesap türü arasındaki temel farklar şunlardır:


  • Takas İşlemi


    Cari hesap sözleşmesinde, alacak ve borçlar hesap devresi sonunda takas edilir ve net bakiye üzerinden ödeme yapılır. Açık hesapta ise böyle bir takas zorunluluğu yoktur.


  • Bakiyenin Belirlenmesi


    Cari hesapta belirlenen dönemler sonunda bakiye hesaplanarak taraflar arasında kesinleşir. Açık hesapta ise taraflar istedikleri zaman borçlarını ödeyebilirler.


  • Geçerlilik Şartı


    Cari hesap sözleşmesi yazılı olmak zorundadır. Açık hesap için böyle bir zorunluluk bulunmaz.


  • Uyuşmazlık Halinde Durum


    Cari hesap sözleşmesi kapsamında kaydedilen alacak ve borçlar, hesap devresi sonunda kesinleştiği için hukuki delil niteliği taşır. Açık hesapta ise her alacağın tek tek ispat edilmesi gerekir.


  • Faiz Uygulaması


    Cari hesap sözleşmelerine bileşik faiz uygulanabilirken, açık hesapta böyle bir uygulama söz konusu değildir.



Cari Hesap Sözleşmesi


Cari Hesap Sözleşmesi Nedir?


Cari hesap sözleşmesi, iki taraf arasında düzenlenen ve karşılıklı alacak ve borçların tek tek talep edilmesi yerine, belirlenen dönemler sonunda bakiye üzerinden tahsil edilmesini sağlayan yazılı bir anlaşmadır.


Türk Ticaret Kanunu (TTK)'nın 89/1. maddesine göre, cari hesap sözleşmesi yapılması için tarafların karşılıklı alacak ve borç ilişkisi içinde olması gerekir.


Bu sözleşme, taraflar arasındaki ticari işlemleri kolaylaştırarak gereksiz para transferlerini ortadan kaldırır. Ayrıca, cari hesap sözleşmesi sayesinde taraflar, sürekli olarak küçük miktarlı ödemeler yapmak yerine, dönem sonlarında netleşen bakiye üzerinden ödeme yaparak nakit yönetimini daha etkin şekilde gerçekleştirebilirler.


Türk Ticaret Kanunu (TTK)’ya göre, cari hesap sözleşmesinin geçerli olması için yazılı şekilde düzenlenmesi zorunludur. Sözleşmenin noter onayına ihtiyaç duyulmasa da, yazılı şekil şartının sağlanmaması halinde sözleşme geçersiz sayılır ve taraflar arasındaki ticari ilişkiler genel borç ilişkisi hükümlerine tabi olur.


Cari Hesap Sözleşmesi Şartları Nelerdir?


Cari hesap sözleşmesinin geçerli olabilmesi için Türk Ticaret Kanunu (TTK)’da belirlenen bazı şartların sağlanması gerekir. Bu şartlar şunlardır:


  1. Yazılı Şekil Şartı


    Türk Ticaret Kanunu’nun 89/2. maddesi gereği, cari hesap sözleşmesi yazılı olmadıkça geçerli kabul edilmez. Yazılılık şartı, sözleşmenin ispatı için değil, geçerliliği için zorunludur.


  2. Karşılıklı Alacak ve Borç İlişkisi


    Cari hesap için taraflar arasında sürekli olarak doğan alacak ve borç ilişkisi bulunmalıdır. Tek seferlik işlemler için cari hesap sözleşmesi yapılamaz.


  3. Takas Zorunluluğu


    Cari hesap sözleşmesinde taraflar, alacaklarını ayrı ayrı talep etmekten vazgeçmeli ve hesap devresi sonunda bakiye üzerinden işlem yapmalıdır. Tarafların takas hakkını kabul etmesi zorunludur. Takasın reddedilmesi durumunda cari hesap sözleşmesi varlık kazanmaz.


  4. Bakiye Tespiti


Cari hesapta her hesap devresi sonunda bakiye belirlenmeli ve taraflar bu bakiye tutarını kabul etmelidir.


Cari Hesap Sözleşmesi Yazılı Olmak Zorunda Mı?


TTK m. 89/2 gereği, cari hesap sözleşmesinin mutlaka yazılı olarak yapılması gerekir. Yazılı şekil geçerlilik şartıdır; yani yazılı yapılmayan bir cari hesap sözleşmesi hukuken geçersiz olacaktır.


Ancak, cari hesap sözleşmesinin noterde düzenlenmesi şartı bulunmamaktadır. Adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir.


Cari Hesap Sözleşmesinde Noter Onayı Gerekli Midir?


Hayır, cari hesap sözleşmesinin geçerli olması için noter onayı şart değildir.


Cari Hesap Sözleşmesini Kimler Yapabilir?


Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 89/1’e göre cari hesap sözleşmesi iki kişi arasında yapılabilir ve tarafların tacir olup olmaması konusunda herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Bu nedenle hem tacirler hem de tacir olmayan kişiler cari hesap sözleşmesi yapabilir. Ancak, cari hesap sözleşmesi genellikle ticari ilişkilerde kullanıldığından, tacirler arasında yaygın olarak görülmektedir


Cari Hesap Sözleşmesinde Süre


Cari hesap sözleşmesi belirli veya belirsiz süreli olarak yapılabilir. Taraflar belirli bir süre öngörmemişse, sözleşme belirsiz süreli kabul edilir. Belirsiz süreli sözleşmelerde taraflardan biri fesih ihbarında bulunarak sözleşmeyi sona erdirebilir.


Cari Hesap Sözleşmesinde Bakiye


Cari hesap sözleşmesinde bakiye, taraflar arasında yapılan işlemlerin sonucunda ortaya çıkan nihai tutardır. Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) göre, cari hesap sözleşmesi kapsamında taraflar, alacak ve borçlarını tek tek talep etmekten vazgeçerek bunları bir hesapta toplarlar. Bu hesapta dönemsel olarak borç ve alacaklar mahsup edilerek bir bakiye belirlenir.


Cari Hesap Sözleşmesinde Bakiye Türleri


Cari hesap sözleşmesi kapsamında iki tür bakiye bulunmaktadır:


  1. Cari Hesap Sözleşmesinde Ara Bakiye


    Cari hesap sözleşmesi süresi devam ederken, her hesap devresinde borç ve alacak kalemleri mahsup edilerek belirlenen geçici bakiyedir. Ara bakiye, bir sonraki hesap dönemine devredilir ve yeni alacak-borç işlemlerinin başlangıç noktası olur. Türk Ticaret Kanunu madde 90/1-d’ye göre ara bakiyenin hesaba kaydedilmesi, diğer alacakların kaydedilmesine ilişkin tüm sonuçları doğurur.


  2. Cari Hesap Sözleşmesinde Nihai Bakiye


    Cari hesap sözleşmesi sona erdiğinde, hesapta son mahsuplaşma yapılarak belirlenen ve artık devredilmeyen kesin bakiyedir. Nihai bakiye bağımsız bir alacak niteliği kazanır ve taraflardan biri lehine kesin bir alacak hakkı doğurur. Bu bakiye artık cari hesap çerçevesinde işlem görmez ve doğrudan tahsil edilebilir.


Cari hesap sözleşmesinde, bakiyenin belirlenmesi ve taraflarca kabul edilmesi büyük önem taşır. Eğer taraflar, bakiyenin tespitini ve tanınmasını kabul etmezse, cari hesap sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Bakiyenin kabulü, alacağın kesinleşmesi anlamına gelir ve alacaklı taraf bu bakiye üzerinden icra takibi başlatabilir.


Cari Hesap Sözleşmesinde Faiz


Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) cari hesap sözleşmesine ilişkin hükümler düzenlenmiş olup, faizin uygulanması konusunda da belirli sınırlamalar ve esaslar getirilmiştir.


TTK’nın 90. maddesine göre cari hesaba kaydedilen alacak ve borçlara, hesaba işlendiği andan itibaren hesap devresi sonuna kadar anapara faizi işletilebilir. Ayrıca, hesap devresi sonunda ortaya çıkan bakiye, yeni dönemin ilk kalemi olarak kabul edilip, bu bakiye üzerinden de anapara faizi yürütülebilir.


  1. Cari Hesap Sözleşmesinde Anapara Faizi (Basit Faiz)


    Cari hesap sözleşmesine taraf olan tacirler, cari hesaba kaydedilen alacak ve borçlar üzerinden hesap dönemi sonuna kadar anapara faizi işletebilir. Anapara faizi, yalnızca o dönemde kaydedilen tutar üzerinden işlemekte olup, faizin anaparaya eklenmesi ve bu toplam üzerinden tekrar faiz yürütülmesi anlamına gelen bileşik faizden farklıdır.


  2. Cari Hesap Sözleşmesinde Bileşik Faiz (Mürekkep Faiz)


    Bileşik faiz, anapara faizinin belirli periyotlarla anaparaya eklenerek, bir sonraki faiz hesaplamasının bu yeni toplam üzerinden yapılmasını ifade eder.


Cari Hesap Sözleşmesinde Bileşik Faiz Uygulanır Mı?


TTK’nın 96. maddesi uyarınca, cari hesap sözleşmesinde bileşik faiz uygulanabilmesi için tarafların tacir olması ve hesap döneminin en az üç ay olarak belirlenmesi gerekmektedir. Taraflar, sözleşmede açıkça bileşik faiz uygulanacağını kararlaştırmadıkça, bileşik faiz yürütülemez.


Bileşik faiz uygulamasının hukuki dayanağı, TTK m. 96/1’de düzenlenmiş olup, TTK m. 8/2-3 hükümlerinin saklı tutulduğu belirtilmiştir.


Bu kapsamda, cari hesap sözleşmesinde bileşik faizin uygulanabilmesi için:


  • Hesap döneminin en az üç ay olması,

  • Tarafların her ikisinin de tacir olması,

  • Sözleşmede bileşik faizin uygulanacağına dair açık bir hüküm bulunması gerekmektedir.


Kanun koyucu, borçlunun korunması ve bileşik faiz istisnasının kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla üç aydan daha kısa süreli dönemlerde bileşik faiz uygulanmasını yasaklamıştır.


Ancak, bu düzenleme hesap döneminin daha kısa tutulamayacağı anlamına gelmez; taraflar diledikleri sürede hesap dönemi belirleyebilirler ancak üç aydan kısa süreli hesap dönemlerinde bileşik faiz işletilemez.


Cari Hesap Sözleşmesinde Faiz Oranı


Cari hesap sözleşmesinde uygulanacak faiz oranı, taraflar arasında serbestçe belirlenebilir.

Faiz oranına ilişkin sözleşmede hüküm bulunmaması durumunda ise, kanuni faiz oranı geçerli olur. Türkiye’de kanuni faiz oranı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun çerçevesinde belirlenmektedir.


Cari Hesap Sözleşmesinin Sona Ermesi


TTK m. 98’e göre cari hesap sözleşmesi şu durumlarda sona erer:


  • Kararlaştırılan sürenin sona ermesi,

  • Taraflardan birinin fesih ihbarında bulunması (belirsiz süreli sözleşmelerde),

  • Taraflardan birinin iflas etmesi.


Bunun yanı sıra, sözleşmenin sona ermesi için haklı bir sebep de bulunabilir. Taraflardan biri, haklı bir sebep ileri sürerek sözleşmeyi feshedebilir. Ayrıca, taraflardan birinin ölmesi veya kısıtlanması halinde sözleşme süresinden önce feshedilebilir.


Cari Hesap Sözleşmesinde Zamanaşımı


TTK m. 101’e göre, cari hesabın tasfiyesine, kabul edilen veya mahkeme kararıyla saptanan artan tutara, faiz alacaklarına, hesap hata ve yanılmalarına, cari hesaba haksız şekilde kaydedilen kalemlere veya tekrarlanan kayıtlara ilişkin davalar, cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.


Burada önemli olan husus, zamanaşımı süresinin ne zaman başlayacağıdır. Kanunda açıkça belirtildiği üzere zamanaşımı, cari hesap sözleşmesinin sona erme hallerinden herhangi birinin meydana gelmesiyle başlar.


Yani, sözleşmenin feshi, süresinin dolması veya taraflardan birinin iflası gibi hallerden itibaren beş yıl içinde alacakların talep edilmesi gerekir. Aksi takdirde, alacak zamanaşımına uğrayarak talep edilemez hale gelir.


Cari Hesap Alacağı İçin İcra Takibi Nasıl Yapılır?


Uygulamada alacaklılar, kıymetli evraka dayanmayan cari hesapların icra takibine konulamayacağını düşünmektedir. Oysa cari hesaplar hakkında ilamsız icra takibi başlatılarak borç tahsilatı yapılabilmektedir.


Borçlu yasal süreler içinde borca itiraz etmezse takip kesinleşir ve haciz işlemleri uygulanır. Ancak borçlu itiraz ederse takip durur ve alacaklının itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davası açması gerekir.


Cari Hesap Alacağı İçin İlamsız Takip Yapılabilir Mi?


Evet, cari hesap alacakları için ilamsız icra takibi yapılabilir. Ancak borçlu borca itiraz ederse takip durur ve itirazın iptali davası açılması gerekir. İtirazın iptali davasında ispat yükü alacaklıya aittir. Alacaklı, alacağını uygun delillerle ispat ederse ve şartlar oluşursa borçlu, alacağın %20’si kadar icra inkâr tazminatına mahkûm edilebilir.


Cari Hesap Alacağı İçin Yetkili İcra Dairesi Hangisidir?


Cari hesap alacağı için yetkili icra dairesi, sözleşmede aksi belirtilmedikçe, kural olarak borçlunun yerleşim yeri icra dairesidir. Ancak cari hesap alacağı bir para borcu olduğundan ve para borcu alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden alacaklının yerleşim yeri icra dairesinde de cari hesap alacağı için icra takibi başlatılabilir.


Cari hesap sözleşmelerinin hazırlanması, incelenmesi, cari hesap icra takibi veya benzer bir hukuki ihtilaf durumunda profesyonel destek almak isterseniz, ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.






Comments


bottom of page