Sosyal İnceleme Raporu (SİR Raporu) 2025
- Hasan Can Uca
- 29 Oca
- 11 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Nis
Sosyal İnceleme Raporu, aile hukuku davalarında sıkça karşılaşılan ve mahkemenin sağlıklı bir karar verebilmesi için başvurduğu önemli bir uzman görüşüdür.
Genellikle boşanma, velayet ve kişisel ilişki kurulması gibi konularda başvurulan SİR raporu, çocuğun üstün yararını esas alarak uzmanlar tarafından hazırlanır. Bu rapor sayesinde mahkeme, tarafların sosyal ve psikolojik durumları hakkında bilimsel verilere dayalı objektif bilgilere ulaşır.
Aile mahkemelerinde kritik öneme sahip olan sosyal inceleme raporu hakkında bilinmesi gereken temel bilgileri bu yazımızda detaylı şekilde ele aldık.
Sosyal İnceleme Raporu (SİR Raporu) Nedir?
Sosyal inceleme raporu (SİR Raporu), aile mahkemeleri tarafından özellikle velayet davalarında görevlendirilen uzman bilirkişilerin çocuğun yüksek yararını gözeterek somut olayla ilgili yaptığı gözlem, değerlendirme ve araştırmalar sonucunda hazırladığı, tarafların sosyal, ekonomik, psikolojik durumları hakkında detaylı bilgiler içeren bir rapordur.
Sosyal inceleme raporu, özellikle velayet davalarında, çocuğun hangi ebeveynle yaşamasının daha uygun olacağı konusunda mahkemeye yol gösterici niteliktedir.
SİR Raporu, bilimsel veriler ışığında hazırlanmalı, somut olayla uyumlu olmalı ve gerekçeli bir kanaat içermelidir. Ancak bu rapor mahkemeyi doğrudan bağlamaz; hakim, nihai kararı verirken raporu dikkate alıp almamakta serbesttir.
SİR raporu, aile mahkemesi tarafından re’sen istenebileceği gibi, taraflardan birinin talebi üzerine de alınabilir. Mahkeme, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, çocuğun yaşam koşullarını ve ilişkilerini objektif bir şekilde değerlendirmek amacıyla bu raporu talep edebilir. Bu sayede hakim, uzmanlık alanı dışındaki konularda bilimsel destek alarak daha sağlıklı bir karar verebilir.
Sosyal inceleme raporu hazırlanması durumunda, raporun ücretine ilişkin karar yine mahkeme tarafından verilir. Ara karar ile belirlenen ücret, taraflara bildirilir ve mahkemenin belirlediği şekilde karşılanır.
Raporun hukuka, usule uygun ve ayrıntılı olarak hazırlanması, mahkeme kararında etkili olabilmesi açısından son derece önemlidir.
Bu nedenle, boşanma ve velayet gibi hassas konularda sosyal inceleme raporu, çocuğun geleceğini belirlemede kritik bir rol oynar. Mahkemenin doğru ve adil bir karar verebilmesi için tarafların bu sürece gerekli önemi göstermesi büyük önem taşır.
Sosyal İnceleme Raporu (SİR Raporu), aile mahkemelerinde özellikle velayet davalarında sıkça başvurulan bir araçtır. SİR raporu, müşterek çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal durumlarının detaylı bir şekilde incelenerek çocuğun üstün yararını sağlamak amacıyla hazırlanır.
SİR raporu, çocukların şahıs varlığının korunması ve geliştirilmesi, malvarlıklarının yönetimi ve temsil edilmesi konusunda önemli bir hukuki delildir. Özellikle çekişmeli boşanma davalarında, velayet hususunda hakimlerin sağlıklı ve isabetli kararlar verebilmesi için bu rapor kritik bir öneme sahiptir.
Hakim, SİR raporu alınmasına karar verdiğinde, çocuğun velayetinin hangi eşe verilmesinin daha uygun olacağını tespit etmek amacıyla gerekli araştırmalar başlatılır. Çocuğun gelişim aşamaları, psikolojik ve fiziksel durumu, sosyal çevresi ve diğer etkenler bu raporun temel unsurlarını oluşturur.
Sosyal İnceleme Raporunu Kim Hazırlar?
Sosyal İnceleme Raporu Adalet Bakanlığı tarafından aile mahkemelerine atanan uzmanlar tarafından hazırlanır. Bu uzmanlar genellikle psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji veya sosyal hizmet alanlarında eğitim almış, çocuk ve aile sorunları konusunda deneyimli kişilerden oluşur. Pedagoglar, psikologlar ve sosyal hizmet uzmanları bu sürece dahil olarak kapsamlı bir araştırma yapar.
Uzman, çocuğun ve velayet talep eden ebeveynlerin durumlarını inceleyerek bir değerlendirme yapar. Bu değerlendirme sürecinde, çocuğun yaşı ve olgunluk seviyesi dikkate alınarak çocukla birebir görüşmeler yapılabilir.
Uzmanlar ayrıca tarafların kişisel, sosyal ve ekonomik durumlarını araştırır. Hazırlanan SİR raporu, aile mahkemesi hakimine sunularak karar verme sürecine katkı sağlar.
SİR Alınması Ne Demektir?
SİR alınması, bir velayet davasında mahkemenin müşterek çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal durumlarının detaylı bir şekilde incelenmesi için çocuklarla, anne ve babayla görüşülerek düzenlenecek sosyal inceleme raporunun yani SİR raporunun alınmasıdır.

SİR Düzenlenmesi Nedir?
SİR düzenlenmesi, çocuğun velayetinin hangi eşe verileceğinin belirlenmesi için mahkeme tarafından talep edilen sosyal inceleme raporunun yani SİR raporunun düzenlenmesidir.
Sosyal İnceleme Raporunda Neler Bulunur?
Velayet için Sosyal İnceleme Raporu, çocuğun üstün yararını sağlamak amacıyla geniş kapsamlı bilgiler içerir. Bu bilgiler, çocuğun velayetinin hangi ebeveyne verilmesinin daha uygun olduğunu belirlemek için önem taşır.
SİR raporunda şu unsurlara yer verilir:
Tarafların Kişilik Özellikleri: Ebeveynlerin kişilik yapıları, davranış biçimleri ve çocuğa yaklaşımları değerlendirilir.
Maddi Durumları: Ebeveynlerin ekonomik durumu, çocuğun ihtiyaçlarını karşılama kapasitesi dikkate alınır.
Öğrenim Seviyeleri: Tarafların eğitim durumları, çocuğun eğitimine nasıl katkı sağlayabileceği açısından incelenir.
Sosyal Durumları: Tarafların sosyal çevresi, yaşam tarzı ve çocuğa sunabilecekleri sosyal imkanlar değerlendirilir.
Sağlık Durumları: Ebeveynlerin fiziksel ve psikolojik sağlık durumu, çocuğun gelişimine etkisi bakımından incelenir.
Sabıka Durumları: Ebeveynlerin adli sicil kayıtları ve hukuki geçmişleri araştırılır.
Yaşanılan Konutun Durumu: Çocuğun yaşayacağı ortamın fiziksel koşulları detaylı olarak ele alınır.
Kötü Alışkanlıklar: Ebeveynlerin varsa kötü alışkanlıkları raporda yer alır.
Bu unsurlara yer verilmemesi durumunda rapora itiraz edilebilir. Çocuğun üstün yararı, raporun merkezinde yer alır ve her detay bu perspektifle ele alınır.
Sosyal inceleme Raporu (SİR) Ücretli midir?
Sosyal İnceleme Raporu (SİR) ücretlidir. SİR raporunun hazırlanabilmesi için belirlenen ücretin ödenmesi gerekmektedir. Ücret ödendikten sonra araştırma süreci başlar ve uzmanlar gerekli incelemeleri yaparak SİR raporu hazırlar. Sosyal inceleme raporunun ücreti resmi makamlarca belirlenir.
Sosyal İnceleme Raporuna İtiraz
Boşanma davalarında çocuğun velayetinin belirlenmesi sürecinde, mahkemeler çocuğun üstün yararını gözeterek uzmanlar aracılığıyla bir Sosyal İnceleme Raporu (SİR raporu) düzenletmektedir.
Bu rapor, çocuğun psikolojik, zihinsel ve fiziksel gelişimi açısından hangi ebeveynin yanında kalmasının uygun olacağına ilişkin bir değerlendirme içermektedir. Ancak, SİR raporu her zaman hukuki denetime elverişli olmayabilir ve taraflarca SİR raporuna itiraz edilebilir.
SİR Raporuna Nasıl İtiraz Edilir?
SİR raporuna itiraz etmek isteyen taraf, raporun kendisine tebliğ edilmesinden itibaren iki hafta içinde SİR raporuna itiraz dilekçesi ile mahkemeye başvurmalıdır.
SİR raporuna itiraz dilekçesinde, SİR raporunda yer alan hatalar ve eksiklikler somut gerekçelerle açıklanmalı, gerekirse yeniden bir sosyal inceleme raporu alınması talep edilmelidir.
Sosyal İnceleme Raporuna Ne Zaman İtiraz Edilir?
Sosyal İnceleme Raporuna (SİR raporu) itiraz süresi, raporun taraflara tebliğ edilmesinden itibaren 2 haftadır. Bu süre içinde mahkemeye yazılı olarak SİR raporuna itiraz dilekçesi sunulmalıdır.
Sosyal İnceleme Raporuna Hangi Durumlarda İtiraz Edilir?
SİR Raporuna aşağıdaki durumlarda itiraz edilebilir:
Sosyal inceleme raporunun çelişkili bilgiler içermesi: Raporun içinde tutarsız ve birbiriyle çelişen tespitler bulunması.
Sosyal inceleme raporunda yetersiz inceleme yapılması: Uzmanlarının yeterli gözlem ve araştırma yapmadan SİR raporu düzenlemesi.
Sosyal inceleme raporunda taraf beyanlarının eksik olması: SİR raporunun yalnızca bir tarafın beyanlarına dayanması ve diğer tarafın görüşlerine yer verilmemesi.
Sosyal inceleme raporunda maddi durum değerlendirmesinin eksik olması: Tarafların ekonomik durumlarının raporda detaylı şekilde değerlendirilmemesi.
Sosyal inceleme raporunda gerekçesiz kanaat bildirilmesi: Raporun hukuki ve bilimsel dayanaklardan yoksun, gerekçesiz sonuçlara dayanması.
Sosyal İnceleme Raporuna (SİR Raporu) İtiraz Dilekçesi Örneği
Aşağıda örnek SİR raporuna itiraz dilekçesine yer vermekteyiz:
İSTANBUL ... AİLE MAHKEMESİNE
DOSYA NO: ……. Esas
DAVALI: ………
DAVACI: ………
KONU: …… tarihli Sosyal İnceleme Raporuna karşı itiraz ve beyanlarımın sunulması hakkındadır.
AÇIKLAMALAR:
Sayın Mahkemeniz tarafından düzenlettirilen Sosyal İnceleme Raporu (SİR raporu) eksik ve hatalı tespitler içermekte olup, gerçekleri yansıtmamaktadır. Bu raporun yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Şöyle ki:
(İtiraz sebepleri gerekçeleriyle ve somut olarak belirtilir)
Yukarıda belirtilen sebepler doğrultusunda, Sosyal İnceleme Raporu'na itiraz ettiğimi bildiriyor, yeni bir sosyal inceleme raporu düzenlenmesini ve müşterek çocuklarımın velayetinin tarafımda kalmasını saygılarımla arz ve talep ediyorum.
NETİCE-İ TALEP:
Yukarıda belirtilen ve re'sen göz önüne alınacak sebepler doğrultusunda;
Yeni bir Sosyal İnceleme Raporu düzenlenmesini,
Müşterek çocuklarımın velayetinin tarafımda kalmasına karar verilmesini,
saygılarımla arz ve talep ederim. ../../2025
Davalı .....
Sosyal İnceleme Raporu (SİR Raporu) Örneği
Aşağıda örnek SİR raporuna yer vermekteyiz:
SOSYAL İNCELEME RAPORU
GÖREVLENDİREN MAHKEME : AİLE MAHKEMESİ
RAPORU DÜZENLEYEN : Psikolog... - Pedagog ...
DOSYA NO : 2025/...
DAVACI : ..
VEKİLİ : Avukat Hasan Can Uca
DAVALI : ...
Sürece İlişkin Bilgiler:
Sayın Mahkemenizin ../.. tarihli ... numaralı ara kararı gereği ... /.../2025 tarihinde tarafların dosyada belirtilen adreslerine rapor hazırlamak amacıyla gidildi. Davacı ... ve müşterek çocuk ... ile görüşüldü.
Adreste bulunmayan davalı ... ile görüşme yapılamamıştır. Görüşme yapılan şahıslara görüşmenin amacı ve gizliliğin sınırları konularında bilgi verildi.
Davacı ile görüşme süreci:
Dosyada belirtilen adrese gidildi. Davacı ..., görüşmede; 4 aydır davalı ile fiilen ayrı yaşadıklarını, müşterek çocuğu yanına aldığını ve o günden itibaren çocuğun kendisiyle kaldığını, annelerinin ise çocuğu dilediği zaman görebildiğini, şu ana kadar herhangi bir sorun yaşamadıklarını belirtmiştir.
Davacı ...; ayrılıktan sonra çocuğun düzeninin bozulmaması için okulunu değiştirmediğini, okula kendisinin bıraktığını, şu an çocuğuyla birlikte kiraladığı yeni bir evde yaşadıklarını, annesinin de zaman zaman çocukla vakit geçirdiğini, ancak çocuğun velayetinin kendisinde olmasının daha uygun olacağını düşündüğünü söylemiştir. Annenin çocukla ilgilenmek konusunda yetersiz olduğuna inandığını, çocuğun düzenli bir yaşam sürebilmesi için babasıyla kalmasının daha iyi olacağını belirtmiştir.
Küçük ... ile görüşme süreci:
Vücudunun görünen yerlerinde darp-cebir düşündürecek bir yaraya rastlanmadı. Giyiminin temiz ve mevsim şartlarına uygun olduğu görüldü. Göz teması kurabildiği, jest ve mimiklerini yerinde kullanabildiği, duygulanımının konuşma içeriği ile uyumlu olduğu gözlemlendi. Annesi hakkında konuşurken sessiz kaldığı, ancak babası ile ilgili konuşmalarda daha rahat olduğu gözlemlendi. Babası ile yaşamaktan memnun olduğunu, kaldıkları evi sevdiğini, ortama alıştığını, babasının kendisiyle ilgilendiğini, derslerine yardımcı olduğunu, annesi ile de görüşmeye devam etmek istediğini söyledi.
DEĞERLENDİRME
Davalı anne ile görüşme yapılamadığı için kendi düşüncelerine yer verilememiştir. Bu nedenle değerlendirme, ulaşılan veriler üzerine yapılmıştır.
Davacının çocuğun bakımını üstlenmek konusunda istekli olduğu, mevcut yaşam düzenlerinin devamını sağlamak için çaba sarf ettiği gözlemlenmiştir. Müşterek çocuğun şu an babası ile yaşamaktan memnun olduğu, ancak annesi ile de görüşmeye devam etmek istediği gözlenmiştir.
Müşterek çocuğun mevcut yaşam düzeni, küçüğün görüşleri ve velayet konusunda bütüncül bir değerlendirme yapıldığında, çocuğun babasıyla kalmasının uygun olacağı, ancak anne ile düzenli şahsi ilişki kurulmasının çocuğun psikolojik gelişimi açısından önemli olduğu kanaatine varılmıştır.
Takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere kanaatimizi bildirir rapordur. .../.../2025
Pedagog ...
Psikolog ...
Sosyal İnceleme Raporu, velayet davalarında çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimi için en uygun kararı verebilmek adına önemli bir dayanak oluşturur.
Aile mahkemesi hakimi, SİR raporunu dikkate alarak çocuğun en sağlıklı şekilde yetişmesini sağlayacak kararı verir.
SİR raporunun detaylı ve objektif bir şekilde hazırlanması, çocuğun üstün yararının korunmasını garanti altına alır.
Sosyal inceleme raporu alınmadan çocuğun velayeti anneye verilir mi? başlıklı yazılımızı da okuyabilirsiniz.
Velayet davalarında sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi için profesyonel destek sağlıyoruz. Çocuğunuzun geleceği için en iyi kararların alınmasını sağlamak adına bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Sosyal İnceleme Raporu (SİR Raporu) Yargıtay Kararları
1- Velayet kararı için SİR raporu alınması gerektiğine ilişkin Yargıtay Kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/10606 E., 2022/1746 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri ile velâyet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.
Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince aile mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması, mahkemece çocuk ya da çocukların bizzat dinlenerek, görüşü alınıp ve diğer deliller de göz önüne alınmak suretiyle ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuk ya da çocukların menfaatine olacağı tespit edilerek velayet konusunda bir karar verilmesi gerekir.
Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde karar verilmesi gerekir. Yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Birleşmiş
Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Dosya kapsamından ortak çocuğun velayetine yönelik rapor alınmadığı yeterli araştırmaların yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ortak çocuğun velayetine yönelik psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşturulacak heyete inceleme yaptırılarak (4787 sayılı Kanun m. 5), ortak çocuğun fiilen bulunduğu yerin barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması, idrak çağında olan çocuğun beyanı da alınmak sureti ile toplanılan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.02.2022 (Prş.)
2- Birbirine zıt iki sosyal inceleme raporu alındıysa yeni bir sosyal inceleme raporunun alınması gerektiğine ilişkin Yargıtay Kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/5593 E., 2018/13599 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.11.2018 günü temyiz eden davacı ... vekili Av ... geldi. Karşı taraf davalı ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı baba, davalı annenin ahlaka aykırı yaşam tarzı bulunduğunu ve bu durumun ortak çocuk için tehlike oluşturduğunu iddia ederek, velayeti davalı annede bulunan ortak çocuğun velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesi talep ve dava etmiş mahkemece "Uzman raporu ile tüm dosya kapsamından çocuğun anne yanında kalmasının psikolojik ve akademik gelişimi bakımından daha uygun olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Ana ve babanın yararları; ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumlar, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 3 ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür.
Mahkemece alınan 09.06.2016 tarihli sosyal inceleme raporunda; ortak çocuğun velayetinin tedbiren verildiği babanın yanında mutlu olduğu, ortak çocuğun annesinin yanında yaşadığı döneme ilişkin olarak annesinin eve gelen erkek misafirlere masaj yaptığını ve kendisini odaya kapattığını beyan ettiği, annenin işi ile ilgili olarak tutarsız söylemlerinin bulunduğu, babanın sosyal ve ekonomik koşullarının velayet görevini üstlenmesi bakımından yeterli olduğu belirtilerek, ortak çocuğun velayetinin davacı babaya bırakılması yönünde görüş bildirilmiş, 05.02.2018 tarihli ikinci sosyal inceleme raporunda ise; ortak çocuğun babası ile mutsuz olduğunu, annesi ve onun yanında bulunan ablası ile mutlu olduğunu, babasının ders konusunda kendisine kızdığını beyan ettiği, ortak çocuğun velayetinin tedbiren babaya bırakıldığı tarihe kadar anne ile birlikte yaşaması sebebiyle anneye bağlandığı, yeni ortama alışamadığı, annenin de velayeti yerine getirebileceği belirtilerek, ortak çocuğun velayetinin anneye bırakılması yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkemece; yaşı nedeniyle idrak çağında bulunan ortak çocuk 01.09.2008 doğumlu....'nin velayet konusunda görüşlerine başvurulmadan hüküm kurulmuştur. Bu bakımdan, ortak çocuğun bizzat hakim tarafından veya istinabe suretiyle; eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, görüşlerinin kendisinden sorulması ve mahkemece alınan her iki sosyal inceleme raporunda farklı değerlendirmelerin bulunduğu da gözetilerek; psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı uzmanlarından yeni bir sosyal inceleme raporu alınması ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 1630 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.11.2018 (Salı)
3- Anne ile görüşme yapılmadan düzenlenen sosyal inceleme raporunun velayet kararına esas alınamayacağına ilişkin Yargıtay Kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/20745 E. , 2014/3215 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceyhan Aile Mahkemesi
TARİHİ :09.05.2013
NUMARASI :Esas no:2012/274 Karar no:2013/319
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından velayet ve lehine hükmedilen tazminatların miktarları yönünden; davalı (koca) tarafından ise kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece, "davalının başka bir kadınla evliymiş gibi birlikte yaşadığı, bu kadından bir çocuğunun olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu" kabul edilmiş, müşterek çocukların velayetleri, 22.02.2013 tarihli sosyal inceleme raporu esas alınarak davalı (baba)'ya bırakılmıştır.
Tarafların müşterek çocukları Barış ve Baran 22.06.2007, Dicle ise 11.11.2009 doğumludur. Velayete esas alınan sosyal inceleme raporu, davalı ve müşterek çocuklar ile yapılan görüşme sonucu hazırlanmış, davacı (anne) ile bir görüşme yapılmamıştır. Rapor tamamen davalının beyanlarına dayanmaktadır. Rapordaki tespitlere göre, tarafların fiilen ayrılmalarından itibaren çocukların Gaziantep'te babaannelerinin yanında, annenin (davacının) ise Ceyhan'da kendi ailesinin yanında kaldığı anlaşılmaktadır. Davalı (baba)'nın bir başka kadınla birlikte yaşadığı ve bu kadından bir çocuğunun da bulunduğu dikkate alınarak, bir kez de anne ile görüşülerek, yaşadığı ortamın görülmesi, velayet görevi ve sorumluluğunu yerine getirmesine engel bir durumunun bulunup bulunmadığının saptanması, çocukların bulundukları yaş itibarıyla bedeni ve ruhsal gelişimlerinin gözlenmesi, bu hususta yeniden sosyal inceleme raporu aldırılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre velayetin düzenlenmesi gerekirken, bu hususta eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
ONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.02.2014 (Çar.)
Comentarios