İştirak nafakasını (çocuk nafakası) kim icraya koyabilir? 2025
- Hasan Can Uca
- 16 Ara 2024
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 24 Oca
İştirak nafakası (çocuk nafakası), boşanma veya ayrılık davasının sonunda çocuğun barınma, beslenme, sağlık, bakım ve eğitim giderlerini karşılamak amacıyla velayet kendisine verilmeyen eş olan nafaka yükümlüsü tarafından ödenmesi gereken bir nafaka türüdür.

1- Çocuk reşit olana kadar iştirak nafakasını (çocuk nafakası) kim icraya koyabilir?
İştirak nafakasının icraya konulması, alacaklı sıfatına sahip kişi tarafından yapılabilir. Bir diğer deyişle iştirak nafakasını nafaka alacaklısı icraya koyabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesine göre, iştirak nafakasının alacaklısı doğrudan çocuk değil, çocuğun velayet hakkına sahip olan eştir.
Türk Medeni Kanunu Madde 182
Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.
Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar eder.
Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Çocuğun reşit olma tarihine yani çocuk 18 yaşını doldurana kadar iştirak nafakası, velayet sahibi eş tarafından icra takibine konu edilebilir. Bu süreçte, ödenmeyen nafaka alacakları varsa, velayet sahibi eş bu alacakları tahsil etmek için icra takibi başlatabilir.
2- Çocuk reşit olduğunda iştirak nafakasını (çocuk nafakası) kim icraya koyabilir?
Çocuk reşit olduğunda yani 18 yaşını doldurduğunda iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Ancak, reşit olma tarihine kadar ödenmeyerek birikmiş nafaka borçları bulunuyorsa iştirak nafakası alacağı ancak velayet sahibi eş veya vefatı halinde mirasçıları tarafından icraya konulabilir.
Bir diğer deyişle iştirak nafakasının alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatı bulunmamaktadır.
Reşit olmuş çocuk tarafından birikmiş iştirak nafakası için icra takibi açılması halinde bu husus mahkemece resen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Reşit olmuş çocuk ancak nafaka alacaklısı eş olan ebeveyninin vefatı halinde mirasçı sıfatı ile kendi payına düşeni takibe koyabilir.
Reşit olan çocuğun birikmiş iştirak nafakası için icra takibi başlatamayacağına, aksi halde bu durumun resen gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/7028 E., 2017/8059 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Borçlu vekili, takip dayanağı ilamın iştirak nafakası arttırım talebi üzerine verilmiş bir ilam olduğunu, takip alacaklısı ...'ın 2011 yılında 18 yaşını doldurduğunu, annesi tarafından velayeten açılan davada alınan ilama dayanarak kendisinin takip yapmasının yasal olmadığını belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, takip alacaklısı adına yaşının küçük olması sebebiyle velayeten açılan nafaka arttırım davasının sonunda verilen karar neticesinde reşit olduktan sonra davalı alacaklının bu kararı dayanak göstererek takip yapmasında yasal bir engel bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Boşanma veya ayrılık vukuunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. md. 182). Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir.
TMK'nun 328. maddesine göre de, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer.
Somut olayda; ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2010/1529 Esas, 2011/799 Karar sayılı ilamına istinaden ... 15. İcra Müdürlüğü'nün 2015/1380 sayılı takip dosyasında velayeti anne Gülbiye'ye verilen müşterek çocuk Arif alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş, nafaka talebinde bulunmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu hususun mahkemece resen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken esasın incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/16104 E., 2014/4335 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2013
NUMARASI : 2012/414-2013/580
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
TMK'nun 327. maddesinde ''Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır''. Aynı Yasa'nın 329/1. maddesinde de ''Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.'' Yine annenin bu hükümler kapsamında açtığı iştirak nafakası davası sonucu hükmedilen nafaka çocuğun bakım ve gözetimi için anne lehine katkı payı olmak üzere hükmedilir.
Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. TMK'nun 328. maddesine göre de, çocuğa bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakası borcu da sona erer. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş, vefatı halinde ise mirasçıları tarafından, çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da takibe konarak ödenmesi talep edilebilir.
Somut olayda; Şişli 2. Aile Mahkemesi'nin 2008/35 Esas ve 2009/665 Karar sayılı ilamına istinaden İstanbul 37. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6668 sayılı takip dosyasında velayeti anneye verilen müşterek çocuk A.. E.., alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş iştirak nafakası ve ilam vekalet ücreti alacağı talebinde bulunduğu, borçlu babanın, çocuğun 2011 yılı Mayıs ayında reşit olduğunu ve bu tarihe kadar olan nafaka borcunun ise ödendiği iddiasıyla takibin iptali talebinde bulunmuştur. Mahkemece, alacaklının kısmi kabulü nazara alınarak icra emri düzeltilmiştir.
Borçlu vekili, çocuğun reşit olduğu tarih ve alacaklı annenin 2010 yılında vefat etmesi nedeniyle çocuğa bakan yakınları adına nafakanın ödendiğine dair belgeler nazara alınmadan hüküm kurulduğundan bahisle karar temyiz edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını şahsı adına takibe koyma hakkı ve sıfatı bulunmamaktadır. Ancak, annenin vefatı halinde mirasçı sıfatı ile kendi payına düşeni takibe koyabilir.
Bu husus Mahkemece resen nazara alınarak, takibin çocuğun mirasçı sıfatına dayalı olarak yapıldığının tespiti halinde, veraset ilamı celp edilerek, çocuğun reşit olduğu tarihe kadar birikmiş olan borcun miras payına göre talep edilebilecek miktarından, ödendiğini kabulü ettiği miktar da, düşülerek sonuca gidilmesi, şahsı adına takip başlatıldığının tespiti halinde ise takibin tümden iptaline karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK. m.297/ç) ve İİK'nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Comments