top of page

Düğünün iptal edilmesi halinde organizasyon şirketine ödenen para geri alınabilir mi?

  • Yazarın fotoğrafı: Hasan Can Uca
    Hasan Can Uca
  • 24 Oca 2024
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 5 Şub 2024


Düğünün iptal edilmesi halinde organizasyon şirketine ödenen paranın iade edilmeyeceğine ilişkin sözleşme hükmünün geçersiz olduğuna ilişkin Yargıtay Kararı

Düğünün iptal edilmesi halinde organizasyon şirketine ödenen paranın iade edilmeyeceğine ilişkin sözleşme hükmünün geçersiz olduğuna ilişkin Yargıtay Kararı


Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2023/390 E., 2023/1695 K.


Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının başvurusunun esastan reddine, davacının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.


Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


I. DAVA


Davacı; taraflar arasında yapılan sözleşme ile davalı tarafından 14.09.2019 tarihinde düğün organizasyonunun yapılmasının kararlaştırıldığını, bedele mahsuben davalıya toplam 18.400 EURO ödendiğini ancak daha sonra düğünün iptal edildiğini ve bu durumun davalıya bildirilmesine rağmen bedelin iade edilmediğini ileri sürerek, 18.400 EURO'nun faizi ile birllikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.


II. CEVAP


Davalı; davacı ile imzalanan sözleşmenin ilgili maddeleri gereğince yapılan ödemelerin cezai şart olarak davacıya iade edilmediğini ve buna ilişkin olarak 20.07.2019 tarihli faturanın düzenlendiğini, sözleşme hükmünün haksız şart niteliğinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.


III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI


İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sözleşmeye konu düğünün iptal edilmesinde davalı şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığı bu nedenle mahrum kaldığı kârı talep edebileceği, bakiye bedelin ise iadesinin gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 15.600 Euro'nun 09.08.2019 tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.


IV. İSTİNAF


A. İstinaf Yoluna Başvuranlar


İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.


B. İstinaf Sebepleri


1. Davacı vekili; davalının sözleşmenin iptali nedeniyle zarara uğradığına ilişkin bir iddiası olmamasına ve zararın da ispat edilmemesine rağmen Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.


2. Davalı vekili; sözleşmenin iptali nedeniyle daha fazla zarara uğradığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, Mahkemece tanığının dinlenmediğini, sözlü yargılama için gün verilip davalı tarafa tebliğ edilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.


C. Gerekçe ve Sonuç


Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, sözleşmenin cezai şarta ilişkin hükümlerinin haksız şart niteliği taşıdığından geçersiz olduğu, bu nedenle davalının sözleşmenin iptal edilmesi nedeniyle cezai şart talep edemeyeceği, sözleşmeye konu düğünün iptalinde ve sözleşmenin feshinde kusursuz olan davalının düğünün iptali nedeniyle uğradığı zarar varsa bunun talep edebileceği ne var ki zarar iddiasının davalı tarafça usulünce ileri sürülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.


V. TEMYİZ


A. Temyiz Yoluna Başvuranlar


Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.


B. Temyiz Sebepleri


Davalı vekili; sunulan e-posta yazışmaları ile dava konusu tarihin dolu olması nedeniyle kaçırılan tekliflerin dolayısıyla uğranılan zararın ispatlandığını, alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaya da bu nedenle itiraz edilmesine rağmen zarar iddiasının ileri sürülmediği yönündeki kabulün hatalı olduğunu, somut olayla ilgili tek bilgi sahibi tanığının dinlenmeden karar verilmiş olmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, sözleşmedeki cezai şart maddelerinin tek taraflı olarak önceden düzenlendiği ve müzakere edilip edilmediği hususunda araştırma yapılmadığını, mahrum kalınan kâr kaybı belirlenirken sektördeki yeri ve ismi de göz önüne alınarak belirtilen dönemdeki salon kirasının da hesaplanan bedele eklenmesi gerektiğini ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.


C. Gerekçe


1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme


Uyuşmazlık, mevcut hizmet sözleşmesine konu düğünün gerçekleşmemesi nedeni ile sözleşme gereğince ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.


2. İlgili Hukuk


1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi; ''Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.'',


2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi; ''Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.'',


3. Aynı Kanun'un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrası; ''Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.


'' şeklindedir.


4. Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik'in 5 inci maddesinde; "Tüketici ile kurulan sözleşmelerde yer alan bir şartın haksız şart olarak kabul edilebilmesi için;


a)Tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilmesi,


b)Tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olması, unsurlarının bir arada bulunması gerekir.


Bir sözleşme şartının önceden hazırlanması ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketicinin sözleşmenin içeriğine etki edememesi durumunda, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür.


Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını engellemez.


Bu Yönetmeliğin ekinde yer alan listede sayılan şartlar haksız şart olarak kabul edilir. Bu listedeki şartlar sınırlayıcı olmayıp örnek niteliğindedir." düzenlemesi bulunmaktadır.


3. Değerlendirme


1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda sözleşmenin cezai şarta ilişkin hükümlerinin haksız şart niteliği taşıdığından geçersiz olduğuna dair gerekçeye göre, davalının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.


2. Davacı sözleşmeye konu düğün organizasyonunun iptal edilmesi, organizasyonun gerçekleşmemesi nedeni ile sözleşme gereğince yapılan ödemelerin iadesini talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince, sözleşmeye konu düğünün iptalinde ve sözleşmenin feshinde davalının kusuru bulunmadığından davalının, düğünün iptali nedeni ile uğradığı zararı davacıdan talep edebileceği haklı olarak kabul edildikten sonra, davalının beyanları ile uğranılan zararın usulünce ileri sürülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; savunmasında ileri sürmesine rağmen davalının e-posta aracılığı ile kendisine sözleşmenin iptal edildiğinin bildirilmesinden sonra, kararlaştırılan gün için başka bir organizasyon tertip edip edemediği hususu yeterince araştırılmamıştır.


Bu hâlde, Bölge Adliye Mahkemesince; davalının sözleşme hiç yapılmamış olsaydı uğramayacağı (menfi) zararının olup olmadığının belirlenmesine yönelik olarak davalının iptal bildiriminden sonra kalan zamanında yeni organizasyon tertip edip edemediği, edememiş ise bunun için vaktinin yeterli olup olmadığı, yine dava konusu yeri davalının iddia ettiği gibi salon kirası olarak kiraya verip veremeyeceği hakkında davalı defterleri ile mevcut e-posta yazışmaları da incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.


VI. KARAR


Açıklanan sebeplerle;


1. Davalının sair temyiz itirazlarının reddine,


2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca BOZULMASINA,


Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,


Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,


31.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.


KARŞI OY


Taraflar arasında düğün organizasyonunun gerçekleşmesi için sözleşme düzenlendiği, davacı tarafından organizasyonun iptal edildiği, sözleşmenin 10 uncu maddesi cezai şarta ilişkin olup, haksız şart olması nedeniyle geçersiz olduğu, davalı şirketin düğün organizasyonu gerçekleşmemesi nedeni ile masraf ettiği kalemler gözönünde bulundurularak, davalının mahrum kaldığı kârın mahkemece değerlendirilerek, davacıya iade edilmesi gereken bedelin hesap edildiği anlaşılmakla davalı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Comments


bottom of page